Isıtma ve soğutma amaçlı kullanılan kapalı devre soğutma sistemleri, birçok farklı sebepten dolayı korozyona maruz kalabilmektedir. kapalı devreler birden farklı metal türü içermekte, eşanjörlerde bakır, soğutulan ekipmanlarda aluminyum, suyun dolaştığı hatlarda ise siyah metal görülebilmektedir. Farklı metallerin bir arada bulunması başlı başına galvanic korozyonun sebebidir. Kapalı devre soğutma sistemlerinde korozyona sebep olan diğer bir neden ise chiller suyu içerisinde çözünmüş olan ve sistem basınç altında değil ise düzenli olarak sisteme eklenen oksijendir.
Sistemlerde korozyon, kapalı devre soğutma suyuna korozyon inhibitörlerinin ilave edilmesiyle önlenebilmektedir. Her farklı metalin, kendine özgü farklı korozyon inhibitörü olduğu unutulmamalı ve sistemde kullanılacak kimyasal bu esasa göre seçilmelidir.
Kapalı devre soğutma sistemlerinde ve bu sistemlere bağlı eşanjörlerde karşılaşılan problemlerden biri bakteri kolonileri ve yosunlaşmanın oluşumudur. Kapalı devrelerde görülen bu mikrobiyolojik kirlenme, sık sık eşanjör borularının tıkanmasına yol açmaktadır. Bakteri oluşumunun kapalı devrede ki diğer bir olumsuz etkisi ise, ısıyı iyi bir şekilde yalıtabilen bakteri tabakalarının, sistemin soğutma verimini düşürmesidir.
Kapalı devre soğutma sistemleri için üretilen biyositlerin en önemli özelliği, bu kimyasalların aynı zamanda dispersant içermeleridir. Dispersant su içerisindeki katı partiküllerin dibe çökmesini, topaklaşmasını veya eşanjör boruları gibi ince hatlarda tıkanmaya sebep olmasını engellemektedir. Dispersant içermeyen bir biyosit kapalı devre soğutma sisteminde kullanıldığında, biyositin temizlediği ve metal yüzeylerden kopardığı bakteri ve yosun tabakaları, su akışı ile beraber eşanjörlere ulaşmakta ve küçük olan bu hatları tıkamaktadır.